köpek yakalığı

Kullanım örnekleri

köpek yakalığı
buster collar
icon arrow

buster

Part Of Speech: noun


Definition: (with 'of') Someone who or something that bursts, breaks, or destroys a specified thing.


Definition: Forming compounds denoting a team, weapon, or device specialized in the destruction of the first element.


Definition: (with 'of') Someone who or something that 'breaks', tames, or overpowers a specified person or thing.


Definition: Someone or something remarkable, especially for being loud, large, etc..


Definition: A loaf of bread.


Definition: A drinking spree, a binge.


Definition: A gale, a strong wind; a southerly buster.


Definition: A heavy fall; a staged fall, a pratfall.


Definition: A molting crab.

icon arrow

collar

Phonetic: "/ˈkɒl.ə/"

Part Of Speech: noun


Definition: Anything that encircles the neck.


Definition: A piece of meat from the neck of an animal.

Example: a collar of brawn


Definition: Any encircling device or structure.

Example: A nylon collar kept the bolt from damaging the surface underneath.


Definition: (in compounds) Of or pertaining to a certain category of professions as symbolized by typical clothing.


Definition: The neck or line of junction between the root of a plant and its stem.


Definition: A ringlike part of a mollusk in connection with the esophagus.


Definition: An eye formed in the bight or bend of a shroud or stay to go over the masthead; also, a rope to which certain parts of rigging, as dead-eyes, are secured.


Definition: An arrest.


Definition: A trading strategy using options such that there is both an upper limit on profit and a lower limit on loss, constructed through taking equal but opposite positions in a put and a call with different strike prices.

icon arrow

collar

Phonetic: "/ˈkɒl.ə/"

Part Of Speech: verb


Definition: To grab or seize by the collar or neck.


Definition: To place a collar on, to fit with one.

Example: Collar and leash aggressive dogs.


Definition: To seize, capture or detain.


Definition: To preempt, control stringently and exclusively.


Definition: (law enforcement) To arrest.


Definition: To bind in conversation.

Example: I managed to collar Fred in the office for an hour.


Definition: To roll up (beef or other meat) and bind it with string preparatory to cooking.


Definition: (BDSM) To bind (a submissive) to a dominant under specific conditions or obligations.

Türkçe-İngilizce dosya Çevirmeni

Çevirinize ince ayar yapmak için yerleşik sözlükleri kullanın: Tek tıklamayla eşanlamlılar ve örneklerle bağlam içi çeviriler, anlamlar, telaffuz ve diğer dil özelliklerinde sorunsuz bir şekilde uzmanlaşmanıza yardımcı olur. Kesinlikle ücretsiz, hızlı ve doğru çevirmen!

Çeviri yazılımımızı diğer makine çevirmenlerinden farklı kılmak için çok yol kat ettik. Türkçe - İngilizce çevirmenimiz orijinal metnin anlamını ve cümlenin ana fikrini asıl amaçlandığı gibi korumak için tasarlanmıştır. Çevirmenimiz olabildiğince insandır. Ürünümüz en iyi gizliliği sağlar. Verilerinizi izlemiyor, satmıyor veya saklamıyoruz. Çevirileriniz size aittir. Transferler için kayıt ve ödeme gerekli değildir!İster eğitim, iş veya kişisel amaçlar için İngilizce'den Türkçe'ye veya Türkçe'den İngilizce'ye çevrilmiş metinlere ihtiyacınız olsun, online çeviri siteleri aklınıza gelen ilk çözüm olabilir. Tercümanımız kurumsal, akademik, yasal, tıbbi terimleri yetkin bir şekilde dikkate alır. Ayrıca çeviri aşamasında, aklınıza gelen metnin, ihtiyacınız olan terimler kullanılarak, bu alanda profesyonellerle çalışarak ihtiyacınız olan tarzda tercüme edildiğinden emin olabilirsiniz.İngilizce veya Türkçe alfabe, makale veya web sitesinden bir e-postayı, makaleyi veya web sitesini çevirmeniz mi gerekiyor? Sadece bu metni seçin ve resmi çevrimiçi çevirmen haline gelsin! 50 dünya dilinden profesyonel tercümanlarımız var. İşe yarıyor? Tabii ki işe yarıyor!